Yazılımcılarımız yeterli mi yoksa yetersiz mi?
Herkesin malumu nedenlerden dolayı yazılımcı (işçi) alanında yaşanan talep patlaması (çoğu siyasi) beyin göçü tartışmaları ile derinliğini kaybediyor.
Yazılımcılarımızın yeterlilik sorunları var. Dil sorunları var. Özgüven sorunları var. “Gaile” sorunları var.
En iddialı üniversitelerimizden mezun olup gelmiş mühendis; “Architectural style, architectural pattern, design pattern” ne bilmiyor, bunların arasındaki farkı da bilmiyor. Von Neumann kim duymamış.
İngilizce bilmedikleri için kısılıp kalıyorlar, “dünyaya” açılamıyorlar.
Halbuki bizimkisi vakıf kültürüdür ama, şöyle açık kaynak projelere katkıda bulunayım yok.
Bir dilin, kütüphanenin, çerçevenin kurucusu olayım, liderlik edeyim yok.
Zaten ortodoks “faizci” lobi, kurumlarımızdan; üretme, geliştirme, mühendislik beklemiyor ki. JavaSctipt, Python hooop al sana yazılım.
Kurumlarımızın İK’cıları eminim şu an doldurulması gereken pozisyonları öyle boş halleriyle kanıksadılar.
Gençlik yıllarımda okumuştum, sanırım Bertolt Brecht’in “Bay Keuner’in Öyküleriydi” emin değilim. Orada bir fabrikada çalışan yüzlerce kişi olmasına rağmen, aslında tüm o sistemin 2–3 kişi üzerinde yürüdüğünden bahsederdi.
Şu an piyasamızın yazılımcı ihtiyacı; gereken mühendislik oranına kıyasla yoğun “amele” düzeyindedir, teşbihte hata olmazsa.
Gençler beyin göçü klişesini bırakın, gidin. Farklı kültürler tanıyın, ülkemizi tanıtın. Hainler lobileri ellerine geçirmiş her saat her saniye kötülüğümüz için çalışıyorlar. Mayanız sağlamsa zaten her şekilde faydanız olur, know-how’la da dönersiniz bir gün. Bu halinizdekinden elimizde çok var inanın.
Kuşaklar değişir, teknolojiler değişir ama bazı şeyler değişmez bunu bilin. Okumadan, çalışmadan, acı çekmeden, sabretmeden, aşık olmadan olmaz. Allaha emanet olun.
Bana 2–3 tane yazılımcı verin, dünyayı yerinden oynatayım (Archimedes).